Tarihler gösteriyordu dört ağustosu
Yanımda dost Sedefoğlu
İndik Kazancı yokuşunu
Döndük Kabataş’a doğru
Gündüz dereceler otuz beşi gösteriyordu
Hava durumu sunucuları:
Dışarı çıkmayın
Bol su tüketin
Az hareket edin diyordu
Yürüdük Kabataş ‘a doğru
Güneş batmış
Yıldız esiyordu
Boğazdan Marmara ‘ya doğru
Herkes gidecekti evine
Uzanmış bir ademoğlu duvarın dibine
Trafik yoğun
Yayalar kırmızı ışıkta yeşilin yanmasını beklerken
Sucu kız bağırıyordu
Buz gibi su
Sucuuu
Sucuuu
Karmaşanın ortasında
Ademoğlu kaldırım taşına çulunu seriyordu
Belli ki paltosunu yanında taşıyordu
Geceleri sarayına döşek yapıyordu
Alltları delik ayakkabılarından yastık
Hava sıcak
yorgana gerek yoktu
Görmezden geçen binlere inat
Dedik edelim birazcık sohbet
Selam kelam derken
Ne yer
Ne içersin
Nerede ihtiyaç giderirsin
Ahhh çekti derinden
Dedi ki;
Karşıdaki petrole giderim
İhtiyacımı gideririm
Ve ekledi
En son ihtiyaç gidermeye gittiğimde
Döndüm baktım ki
Heybem yoktu yerinde
Demek ki senden daha çok ihtiyacı olan biri vardı alemde
Diye düşündüm
Ama bir şey diyemedim diyemedim
Yutkundum
Şamilof / 05.08.23